27 Mart 2020

kırmızı masal*

 kırmızı bir ağızla dünyayı bakmaya gelen
         oğlum, ahmet için,

kırmızıyla yazıyorum sana çocuğum, aşkla…
parçalanmış bir kusurum ben sana.
kirpiklerinin gürültüsünden
başka bir şey duyulmuyor buralarda.
ve yenilgiler ve yağmurlar içinde
hâlâ masallar anlatıyorum kendime,
gözüm,
gördüklerini unutsun diye…


ah çocuğum,
kalbime sığmayan ne var bu dünyada?
kanıma dokunuyor bildiğim bütün kırmızılar.
bir sıkıntı kadar siyahmış gözlerim,
kimse leke sanmasın.
artık biliyorum,
nasıl ve neden yaşlanıyorum.


ki zaman dönüyor sudan bahanelerle.
boş ver sen,
hiç ıslanmamış bir kirpik bul bana.
gölgesinde bir yıldız,
bir gece olurum belki uykuna,
bir sokağın şakağında
nabız gibi atarım kendimi o zaman hayata.
nasılsa, bir şey var sesinde,
benim olmayan bu güzel yüzden,
bu yüzden
kayıp gidiyor dünya o an,
bir salkım hüzünle
ayaklarımın altından.

kırmızıyla yazıyorum sana çocuğum,
aşkla… ve biliyorum tadını kanın.
çünkü yalnız
bir tek vakti var bende saçlarının.
nasılsa çocukluğumdaki gibi
hâlâ kuşlar gökyüzünde puldur.
sustum avazım çıktığı kadar
belki yedi gün, belki kırk gece
bir yerde duman yoksa
ateş de yoktur.
ve andolsun incire ve zeytine
dediğim gibi andolsun
dudaklarının kırmızısına
ve boynunun büküklüğüne
ve gözündeki çayıra…
tekrar tekrar kırılsın istiyorum kalbim.
üzerek
belki o zaman
istediğim gibi kendimi bileyebilirim.

ah çocuğum,
senin büyümek sandığın; bir sancı…
benim bölündüğüm ve damar damar
yarılıp aldandığım.
kusurlu ve parçalanmış bu masalda da
yenildim sana.
gökten üç elma düşsün başımıza
ve dursun artık bu kanama.

beni bağışla çocuğum,
kırmızı bir aşkla.
çünkü kalbime sığmayan
bir şey var bu dünyada.


Beşir Sevim

*  “bildiğim bütün kırmızılar” adlı kitaptan…
Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: