02 Mart 2020

Malakanlar

Malakanlar, Çarlık Rusya’da ortaya çıkan muhalif Rus köylü hareketidir. Kiliseye ve onun yaptırımlarına başkaldıran bu topluluk kendi inanç sistemlerini oluşturmuşlardır. Bu nedenle Malakanlar, Çarlık Rusya tarafından Kafkasya gibi işgal edilmiş bölgelere sürgün edilmişlerdir. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı (93 Harbi) ile Kars'ın Çarlık Rusya tarafından işgal edilmesiyle, Kafkaslara sürgün edilmiş Malakanlar'ın bir kısmı Anadolu’ya göç etmiştir. Malakanlar, Anadolu’da kurdukları köylerde Müslüman topluluklar ile yaşamışlardır. 1960'lı yıllara kadar süren bu birliktelik Malakanlar'ın bu toprakları terk etmesi ile son bulmuştur.

II. Abdülhamit döneminde, 1877 – 1878 yılları arasında Osmanlı ve Rus Çarlığı arasında gerçekleşen 93 Harbi sonrası Kars, Ardahan savaş tazminatı olarak Ruslara teslim edilir ve bir daha buradan ayrılmamak niyetiyle yerleşilir. Fakat, 1915 Çarlık rüyasının Bolşevikler tarafından yıkılmasıyla, arkalarında çok özel bir Rus kabilesini bırakarak Kars'ı terk etmek zorunda kalırlar.

Malakanlar

Malakanlar, Rus Çarı Deli Petro'nun uygulamalarına karşı çıkarak, dinsel bir hareket ve yaşam tarzı olan Molokanizm'i hayat felsefesi olarak kabul eden insanlardır. Malakanlar, bir Ortodoks Hristiyan topluluk ve daima egemen bir güç olan kilise ile çatışmışlar, yönetimde çok etkili olan Rus Ortodoks kilisesi için hep bir çıbanbaşı olmuşladır. Bu nedenle, 93 Harbi sonrası Kars´a yerleşen Rus Çarlık Hanedanlığı, onlara göre baş ağrısı olan bu topluluğu, Rusya´dan Kars´a sürmüş; hem onlardan kurtulmuş, hem de Kars ve Ardahan yöresinde kalıcı bir koloni oluşturmuştur.

Malakan, Rusça "Molokan" yani "süt içenler" anlamına geliyordu. Ortodoks Kilisesi´ne göre dindar Ruslar haftada sadece iki kez süt içmeliydi, fakat asi Malakan tarikatı, her gün süt içiyordu. Hristiyanlığın sembolü olan Haç’ı kullanmıyorlardı. Dini törenlerinde papaz veya rahip istemiyor, kiliseye gitmiyor, bunun yerine temiz ve tek odalı evlerinde toplanıp kadınlı erkekli ibadet etmeyi tercih ediyorlardı. Savaş karşıtı olmaları nedeniyle, Rus ordusuna dahil olmayarak, ellerindeki tüm kalan silahlarını toplu bir tören ile yakmışlardı. Tüm bu nedenlerden dolayı, kilisenin tüm şimşeklerini üzerine çekerek aforoz edildiler. Kars´ın ele geçirilmesini fırsat bilen Rus hükümeti, yaklaşık on beş bin Malakan’ı ana topraklarından sürerler. Günlerce süren yolculuk sonrası Kars ve Ardahan'a ulaşan Malakanlar, dere kenarlarında kendi köylerini kurarak, yeni vatanlarına ve yerli halka çok hızla uyum sağlayıp tarım yaparak geçimlerini sağlamaya başladılar.

Tarihin en tanınmış Malakanı, "Savaş ve Barış"ın yazarı Tolstoy’dur. Zengin bir aileden gelen ve halkının mücadelesine her daim destek olan yazar, kitaplarından kazandığı tüm geliri, göçe zorlanan bu insanlara destek olmak için çekinmeden harcadı.

Karslılar, yeni gelen bu insanları hep çok sevdi. Farklı din ve ırktan olmalarını hiç önemsemediler. Yardımsever, akıllı insanlardı. Dere kenarına su değirmenleri kurup un öğüttüler, kaz yetiştirdiler. İleri yöntem tarım ve hayvancılık uygulamalarına geçtiler. Sabanda öküz yerine at kullanıp süt kalitesini arttırarak "Çeçil Peyniri"ni ürettiler. Bugün bile kullanılan, onlara ait birçok tarımsal yenilik, bölgenin kaderini değiştirmiştir.

Yardımsever olmalarına karşın, kendilerine dönük insanlardı. Din farklılıkları nedeniyle, Müslümanlarla birebirinden kız alma verip olayı pek yaşanmadı.

Malakanlar kilise inşa etmediler, evlerinde ibadet ettiler. Dini bayramlarını kutlarken, Müslüman bayram ve geleneklilerine saygılı oldular. Müslüman halk da onlarınkine… 1915’de Ruslar Kars´ı terk edince, tüm Malakanlar bölgede kalarak, Osmanlı kimliğine tabii oldular. Dinlerine sahip çıktıkları gibi, savaş karşıtı toplum olmak en büyük kırımızı çizgileriydi. Bu nedenle, 1921’de Türk ordusunun kurutuluş mücadelesi için düzenli ordu kurma girişimcilerine başlamasıyla istemeyerek de olsa Kars’ı terk etmeye karar verdiler. Bir kısım, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Yeni Zelanda´ya göç ettiler. Geri kalanlar için yalnızlık ve fakirleşme dönemi 1961´e kadar sürdü. Onlar da ekonomik sebeplerden dolayı Rusya´ya göç etmek zorunda kaldılar. Bir süre sonra oraya adapte olamayarak tekrar dönmek isteseler de, Rus Hükümeti pasaportlarına el koyarak dönmeleri engellendi. Bugün dünyanın farklı yerlerinde Malakanlar yaşıyor. Kars´ta ise 5 aile kalmış. Müslümanlarla evlenip din değiştiren de olmuş, ismi Sara veya İvan olarak Müslüman eşiyle yaşantısını gayet güzel sürdüren de...

Ama şu bir gerçek, toplumsal nedenlerden dolayı göç etmeye zorlanan bu asil insanlar, Kars´a hem ekonomik, hem de kültürel anlamda damgasını vurmuş görünüyor. Bugün, Arpaçay ve İncesu köylerinde bulunan Malakan mezarlıkları dışında, dere kenarında atıl durumda bulunan bir kaç un değirmeni ve taş ev, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış bulunuyor.

Tarık Akan ve Şerif Sezer´in başrollerinde oynadığı, 2009 yapımı "Deli Deli Olma" adlı sinema filmini izlemelerini öneririm. Kars´ta yaşayan Malakanlar’ın son temsilcisi olan Mişka karakterinin zor ve yalnız hayatını anlatan, oldukça etkileyici bir film. Filmde, piyano çalan Malakan karakter Mişka ile doğuştan müzik yeteneği olan Müslüman köylü kızı küçük Alma arasındaki duygusal bağ anlatılmış.

Ömer Kına
Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: