06 Nisan 2020

Baş Yazı 02

Taşlarla, mızraklarla, mancınıklarla yapılan savaşlar sayısız insanın katline yol açsa da başından beri ellerinde bulundurdukları bilim ve teknoloji ile bu yöntemlerini geliştirdiler. Gerçek anlamı "uzlaşmalı, uzlaşmaya dayalı, anlaşmalı" olsa da günümüzde genel olarak tank, top, tüfek, tabanca, bazuka vb. silahlar için söylenen “konvansiyonel” silahları oluşturdular ve kasalarını milyonlarca insanın kanı bedeli olan paralarla doldurdular.

Ancak bu da artık "çağ dışı" olduğundan nükleer silah üretimine başlandı ve ilk katliamlarını Hiroşima ve Nagazaki’de gerçekleştirdiler. Bunların dışında sayısını bilmediğimiz değişik kimyasal katliam silahları da geliştirdiler. Yine sayısını bilemeyeceğimiz silah türlerini her fırsatta uyguladılar ancak hem özelde hem genelde yönetemez durumda olduklarını bildiklerinden saltanatlarını korumak için değişik yer ve zamanlarda ama dünyanın her tarafında kaoslar yarattılar. Çünkü egemenlerin "amentü"sü olan "kaos", onlara göre kendi düzenlerinin devamı için şarttı. Bu yüzden her fırsatta kaostan düzenin oluşacağını savunageldiler.

 Egemen sömürücüler, Köleci Toplum’dan bu yana sayısız korku ve kaos ortamları yaratarak oluşturduğu ve büyük gelirler elde ettiği savaşlar için yeni bir "kaos ve katliam çağı" yarattı: Biyolojik Savaş! Her ne kadar bunun küçük çaplı lokal uygulamaları olsa da ilk kez dünya çapında bir kaos yaratmayı başardılar.

COVID-19, 23 Aralık 2019 tarihinde, Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde 49 yaşındaki bir kadında görülmüş ve kısa sürede Wuhan’a, oradan da tüm dünyaya yayılmıştır. Ancak bu yayılmada bile tiksindirici bir sahtekarlık var: Örneğin en çok enfekte olan ülkelerden biri olan İtalya’da dronların kullanılması medyaya yansıyanlardan sadece biridir.

Devletlerin aldığı önlemlere baktığımız zaman bir gerçeği olanca çıplaklığıyla görmekteyiz. Bu tiksindirici katliam planı ve uygulaması, öz olarak emperyalist burjuvazi tarafından ezilen halklara yönelik bir doğrudan savaşın başlangıcıdır. Daha önce değişik yöntemlerle insanları "öğretilmiş çaresizlik" girdabına hapsettikleri için bu savaşı başlatmak hiç de zor olmadı.

Açıklamalarına göre Haziran 2020 tarihinde tamamen kontrol altına alabileceklermiş!

Naziler, toplama kampına getirdikleri tutsakları bir alanda topladıktan sonra kamp komutanı onların karşısına geçer, başıyla ya sağ tarafa ya sol tarafa geçmesini söylerdi ancak tutsaklar bunun ne olduğunu bilmezdi. Sol tarafta toplananlar "işe yaramaz" olanlardı ve zaman geçirmeden katledilirken sağ tarafta toplananlar ise gün boyu çalıştırılırlardı. Taa ki ölene veya öldürülene dek…

İster-istemez aklımıza bir soru geliyor: Diyelim ki (Örneğin 15 Haziran’da) koronavirüs salgını durduruldu, hatta son virüsüne kadar yeryüzünden sildiler. Acaba 16 Haziran’da nasıl bir dünyaya uyanacağız?

Ataları Nazi’lerden örnek alarak kimilerimizi sağ tarafa kimilerimizi sol tarafa toplamayacaklarını biliyor muyuz?
-------------------
Notumuz: Bilmeyen okurlarımız internetten "Alman Papaz Martin Niemöller" ismini araştırmalarını rica ediyoruz.
Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: